• eski sevgiliye soylenebilecek en guzel sarkilarin basinda gelen bir yusuf nalkesen sarkisi.

    kapın her çalındıkça o mudur diyeceksin
    beni kaybettin artık sen çok bekleyeceksin
    hele bir yalnız kal da nasılmış göreceksin
    beni kaybettin artık sen çok bekleyeceksin

    beste-güfte: yusuf nalkesen - mart 1966
  • behiye aksoy'un 1969 yılında okuduğu 45'liklerden birinin a yüzüdür. b yüzü: birgün karşılaşırsak

    ne lüzumu varsa bilgisi : en sevdiğim uşşak'dır.
    daha da lüzumsuzu: aha da koydum, dinliyorum.
  • sahnede bu eseri okuyan behiye aksoy'u merhum fahrettin aslan yazanenin kapısına çıkıp dinlermiş. birbirlerine küs olduklarında bu eseri seslendirirmiş behiye hanım, sahnede.

    duyuyorum, kulağımda çınlıyor sesi.. ömrü bol olsun..
  • makamı: muhayyerkürdi *
  • yeni seslerden, ki sağlamdır dinlemeyenler dinlesin, haktan ünsal'ın da müthiş seslendirdiği klasik. terkedilen sevgili bile bu şarkıyı dinlediğinde "ulan o değil ben onu terkettim. çooook bekler beni" tribine kapılabilir. oldukça içli, oldukça içkilidir.
  • dedim ya sana bir gün kapını çalarken ansızın,

    kim o, deme boşuna
    benim, ben..
    öyle bir ben ki gelen kapına
    baştan başa sen! *

    hala hafızamda duran o şaşkınlığı kimse yaşatamayacak sana bir daha.

    kapın her çalındıkça ''ben sanacaksın'' demeyeceğim asla, sanma sakın, sakın aldanma ben gibi. olmayacağım.... azadettim ben seni kendimde, sonra kendimi azadettim senden... kapın her çalındıkça tek bir şeyden emin ol,
    ''o''
    ben
    değilim.
  • hafif bir arabesk esintisi de olsa haktan ünsal'ın gayet güzel seslendirdiği klasik türk müziği eseri.
  • melihat gülsesten dinlenesi anason kokan sarkı
  • melihat gülses ve haktan ünsal yorumlarının bambaşka olduğu şarkı. altı üstü 4 dize dememek gerekiyor, o upuzun şarkılardan çok daha fazla içe sinen, içe sinmekten ziyade içe oturan bir şarkı.
    bir zamanlar ben değil, biz'ken; sinirlendiğimde "bak dikkat et, sonra, kapın her çalındıkça o mudur diyeceksin, derim" diyip şu dört dizeyi söylerdim, yüzüne baka baka... bir süreden sonra anlamından uzaklaşıp espri olmuştu aramızda hatta. ben ne zaman söylesem, gülümserdi, hiç inanmazdı. ben de inanmazdım ya.
    söyleye söyleye gerçekleşti hadise; bilmiyorum o "çok mu bekliyor", ama artık daha çok inanıyorum bir şeyi kırk kere söylersen olursözüne.
hesabın var mı? giriş yap